Dupuytren Kontraktürü
Nedir?
Ağırlıklı olarak ellerin iç kısmındaki cildin altında yer
alan fasia katmanının kalınlaşması ile ortaya çıkan Dupuytren Kontraktürü, aynı
zamanda penis ve ayaklarda da görülebilmektedir. Hastalığın ortaya çıkmasının
ardından fasia kalınlaşmakta ve bundan dolayı da ciltte buruşmalar ile
tendonlarda yapışıklık ortaya çıkmaktadır. Hastalığın ismi ise 19. yüzyıl
başlarında onu ortaya çıkartan Fransız cerrah Baron Dupuytren tarafından
verilmiştir. Hastalığın tam olarak neden ortaya çıktığı günümüzde dahi tam
olarak bilinmemektedir. Ancak pek çok araştırmacı fasia isimli katmanda meydana
gelen biyokimyasal değişimler sonrasında bu hastalığın ortaya çıktığını
düşünür.
Dupuytren Kontraktürü
Kimlerde Görülür?
Dupuytren Kontraktürünün travma ile ilişkisi saptanmamıştır.
Bundan dolayı da kesin olarak hastalıkların tam olarak kimlerde ne şekilde
ortaya çıktığı ile alakalı bilgiler kesin olarak bilinmez. Lakin şeker
hastalarında, epilepsiden muzdarip olan kişilerde ve alkolizm sorunu olan
kişilerde bu hastalık diğer kişilere oranla çok daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Kişilerin de bundan dolayı hastalıklarının beraberinde getirmiş olduğu
belirtilerin yanı sıra vücutlarında ortaya çıkan bu belirtilere de dikkat
etmesi ve oluşabilecek her türlü sorunu hiç vakit kaybetmeden doktora
göstererek gerekli olan şeylerin hiç vakit kaybedilmeden yapılmasını
istemelidir.
Dupuytren Kontraktürü
Belirtileri
Hastalığın ilk aşamasında belirtiler oldukça sinsi bir
şekilde ilerlemeye başlayacaktır. Bundan dolayı da insanlar hastalığa ilk
olarak yakalandıkları dönemlerde belirtileri tam olarak anlamayacak ve bundan
dolayı da teşhis güçlenecektir. Dupuytren Kontraktürü avuç içerisinde 4. ve 5.
parmakların hizasındaki ağrısız şişlikleri ile kendini belli edecektir. Şişlik
hızlı bir şekilde artarken bu bölge bant gibi kalınlaşmaya başlayacaktır.
Şişliğin ve sertleşmenin artması ile birlikte parmakların esnekliği de gözle
görülür şekilde değişecektir. Hasta bu aşamada avucunu düz bir yere koyduğu
zaman el ayası denilen bölge yere temas etmeyecek ve kubbe şeklini alacaktır.
Hastalığın ilerlemeye başlaması ile birlikte de tendonların yanı sıra komşu
alanlardaki damarlar ve sinirler de etkilenir. Hastanın parmağını açması artık
giderek zorlaşacaktır. Bundan dolayı da eldiven giyme, alkışlama, eli yıkama ve
nesneleri kavrama gibi durumları gerçekleştirmesi de zorlaşmaya başlayacaktır.

Dupuytren Kontraktürü
Tanısı
Birçok kişi bu hastalığın teşhisi için çok ciddi tanı
yöntemlerinin kullanılması gerektiğini düşünürler. Halbuki doğru teşhis için
fiziki muayene yeterli olacaktır. Kişinin hasta olan bölgesinin üzerinde oluşan
derinin çukurlaşmaya başlaması genel olarak karakteristik özelliğe sahiptir.
Kimi zaman derinin alt kısmında hareket ettirilemeyen doku şeridi
olabilmektedir. Doktor, hastaya avuç içi aşağıya gelecek şekilde elini düz bir
yüzeye koymasını isteyebilecektir. Kişi bu durumda parmağını açamıyorsa, tedavi
gerekecektir. İlk zamanlarda bu test negatif sonuçlu olsa dahi doktor hastayı
gözlem altına alabilecektir. Böylelikle de Dupuytren kontraktürü hastalığının hangi
aşamada olduğu da belirlenmiş olur. Kimi vakalarda ciddi operasyonlar
gerekmeyebilmektedir. Ancak kimilerinde durum tahmin edilenden çok daha ciddi
sonuçlanabilmekte olduğu için doktor hastanın ameliyat olması gerektiğine karar
verebilmektedir.
Leave a Comment