Kalp, insan hayatı boyunca durmadan çalışarak vücudun
içerisinde yer alan bütün organlara kan pompalanmasını sağlar. Kalp kasları
genel olarak yorulmaz ancak sürekli bir şekilde enerjiye ihtiyaç duyarlar. Kalp
kasının beslenmesini sağlayan damarlara coroner arter adı verilir. Bu
damarların iç yüzeylerinde herhangi bir pürüzlü yapı bulunmaz ve bundan dolayı
da kan akışları sorunsuz bir şekilde gerçekleşir. Kan akışının yanı sıra
damarların içerisini döşeyen hücreler aynı zamanda damarların açık kalmasına
yardımcı olan maddeleri salgılarlar. Bu damarlar çeşitli nedenlerden ötürü
daralır ve bunun sonrasında da ateroskleroz ismi verilen damar tıkanıklığı
hastalığı çıkmış olur. Bu durumda damarın mevcut elastikiyetinde azalma meydana
gelir ve ihtiyaç duyulduğunda fazla kan geçişi için genişlemesi gerekirken bunu
gerçekleştiremezler.
Koroner Yetmezlik
Kalbin beslenmesine yardımcı olan bu damarlar normal
durumlarda yumuşak ve elastiki bir yapıya sahiptir. Anormal durumların meydana
gelmesi sonrasında yani vücudun kana ihtiyacının bir anda artmaya başlaması ile
birlikte kalp bu ihtiyacın giderilmesi amacı ile çok daha fazla çarpar ve
kuvvetli bir şekilde atar. Bunun sonrasında da vücuda giden kan miktarında
artış meydana gelir. Fazla kanın temin edilmesi için koroner damarlar genişler.
Herhangi bir sebepten ötürü kalp damarları genişleyerek ihtiyaç duyulan kan
temin edilemez. Koroner yetmezliğin meydana gelmesi durumunda kendine gelen
miktarında orantısızlık bulunur.
Angina Pectoris
Kalp kasında yetersiz bir kanlanmadan dolayı ortaya çıkan ve
genel olarak göğüs ortasında hissedilen sıkışma hissine Angina Pectoris
denilir. Genel olarak 40’lı yaşların sonunda ortaya çıkan bu durum ağırlıklı
olarak bedensel hareketlilik sonrasında ortaya çıkar. Hastalar göğüslerinin
orta kısmında şiddetli bir baskı ve sıkışma hissi ile karşılaşırlar. Oluşan bu
his göğüs ortasından başlar ve sonrasında sol omza ve ardından sol kola
ulaşabilir. Kimi zaman bu sıkışma hissi sırt, ense, çene, dişler, sağ omuz ve
karın bölgesine yansıyabilmektedir.
Kalp Anginası
En basit tabiri ile kalp anginası, kalbe yetersiz bir
şekilde kan gelmesi sonrasında ortaya çıkan geçici göğüs ağrısıdır. Bu ağrı
göğsün arka bölgesinde parçalanma hissi, baskı, uyuşukluk, huzursuzluk, sıkıntı
şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Tek bir bölgede toplanabildiği gibi kimi zaman
çeneye, boyna ya da kollara da yayılım gösterebilir. Bu rahatsızlık genellikle
aşırı sıkıntılı durumlar, yorulma tarzı anlarda ortaya çıkabilir. Ancak göğüste
meydana gelen her ağrı, kalp anginası anlamına gelmez. 5 dakikadan kısa süren
ataklar kimi zaman yarım dakikadan uzun olur, kimi zamanda yarım saatten fazla
sürebilir. Birçok insan bu rahatsızlığı kalp krizi ile karşılaştırsa da
aralarında ciddi farklar bulunmaktadır.
Kalp Damarlarında
Daralma
Kalp damarlarında meydana gelen sertlik sonrasında daralma
meydana gelecektir. Damar sertliği ve dolayısıyla daralmaların oluşumu çeşitli
sebeplere bağlı olarak ortaya çıkar. Damardaki çeperde kolesterol (yağ)
birikimi farklı hızlarda ancak hiçbir şekilde durmadan devam eder. Darlık
derecesi %80’i geçmeye başladığı anlarda hastada nefes darlığı ve göğüs ağrısı
ortaya çıkacaktır. Tam tıkalı damarlarda ise hiç beklenmeyen bir anda büyük bir
hızla oluşan darlık sonrasında pıhtı ile damarda tıkanma meydana gelir. Bu
durumda ise kalp kasına hiçbir şekilde kan gitmez ve kalp kası canlılığını
tamamen yitirir. Bunun adı da kalp krizidir.
Leave a Comment